RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH'IN ADIYLA BAŞLARIM


   
  TASAVVUF Sitesi:..Ey iman edenler Allah'tan korkun ve sadıklarla beraber olun(Tövbe suresi 119.ayet)
  3.TASAVVUF EHLİNİN AHLAKI
 

     

          Ahiret de teraziye konan şeylerin en ağırı, güzel ahlaktır. Nefsin kötü huylardan arındırılması, kalbin tasfiyesi İslamda büyük yer tutar. Ahlakın güzelleşmesi ancak nefs tezkiyesi sayesinde olur. Tezkiyenin yolu şer-i şerife tamamıyla teslim olmaktan geçer. Allah (c.c) yüce kitabımız Kuran-ı Azimüşşan da Peygamber Efendimiz için:

 KALEM-4: Sen elbette yüce bir ahlak üzeresin. Buyurmaktadır. Hz. Aişe validemizde Rasulullahın ahlakı sorul duğunda “Onun ahlakı Kuran’dır ”demişlerdir. Dolayısıyla Sofiler Hz.Peygamberin hayatını örnek alarak güzel ahlak sahibi olmaya çalışmışlardır. Sufiyye ahlakın en güzeli TEVAZUUDUR. Tevazu kıskanılmayan bir nimettir. Tevazunun üç alameti vardır . Kusurlarını bilerek nefsini küçük görmek tevhit inancına hürmeten insanlara saygı göstermek, kimden gelirse gelsin hakkı ve nasihati kabul etmektir. Gerçek tevazu ,kibir ile zillet arasında orta yolu koruyarak alçak gönüllü olmaktır. Kibir insanın kendisini ayıplanacak ve acınacak bir hale sokarak haklarını yitirmiş bir duruma düşmesidir. Sufiyye ehlinin ahlakının bütün Müslümanlara ve özellikle Tasavvuf erlerine örnek olması hasebiyle kısaca özetlenmesinde fayda mülâhazara ediyoruz. Bütün insanlarla iyi geçinmek sufiyye ahlakıdır. ”İnsanlar arasında yaşayıp onların ezalarına sabreden mümin, insanlar arasına karışmayarak onların ezalarına sabretmeyen müminden daha hayırlıdır. Peygamber efendimiz böyle buyurmuşlardır. Sofiler birbiriyle ve insanlarla kolay anlaşırlar, yumuşak huyludurlar, insanlara kolaylık gösterirler, insanları iyi idare ederler, konuşurlar sa kötü söz söylemezler, çekişirlerse ileri gitmezler. Sufilerin ısar’a sevk eden şey tabiatlarında bulunan aşırı şefkat ve merhamet ile şeriata bağlılıklarından doğan yakin duygusudur. Bu duygular ile ellerinde olanı başkalarına verip, ken dileri yokluğa sabrederler. Sahavet çok çok vermek, sofilere ait bir hususiyettir. Isarda gönlü nurlanmış kimselerin halidir. Sofinin yüzündeki tatlı tebessüm, onun kalbindeki nurun eseridir. Sofinin gönlüne ilahi tecelliler inince kalb onlarla gıdalanarak sevinç ve sürur ile dolar.

YUNUS-58:De ki, "Allah'ın (CC) ihsanıyla ve rahmetiyle, yalnızca bunlarla sevinç duysunlar. Bu, onların biriktirip durduklarından daha hayırlıdır." Sevinç ve şuur kalbe yerleşince onun eserleri yüzünden dışarıya taşmaya başlar. Sofi faydasız, gereksiz, çirkin, kötü sözler ve deyimler kullanmaktan gıybetten ve kovu culuktan dilini korur. Tekellüf sufiyyenin haliyle çelişen bir husustur. Sofi gerçekçi olmalı, takiyye yapmamalı, inancını, Allah’ın birliğini, tevhit akidesini hiç çekinmeden bütün kainata haykırabilmelidir. Sofi yaptığı her işte ciddi olmalı ve başarılı olmalıdır.

Münakaşa Ve Cedelden Uzak Durmak :

Tasavvuf ehli insanlar yalnız hakkı söylemelidir .Kin tutmamalı kötü ve amaçsız tartışmaları terk etmelidir. Zaten kin ve hileden temizlenmiş nefislerden cedel ve münakaşa arzusu çıkartılıp atılmıştır.

Öfke : Gadap ateşten bir kordur. Sofiler öfkelerini yenerler .Ancak Allah(c.c)için gadap zarureti hasıl olduğu zaman öfkelenirler , fakat bunda da şeriatın emirlerine göre hareket ederler.

Şakalaşma : Ashab-ı Kiram Efendilerimiz birbirleri ile şakalaşır lar, fakat mühim bir iş olunca hemen ciddileşirler. Sofilerde şakalaşmada orta yolu tutarlar. İfrata varıp cahillerin sataşmalarına fırsat vermezler. Şaka ile latifeyi büsbütün terk ederek dostlarının can larını sıkmazlar.

Şükür : Şükür, Allah’ın nimetlerine karşı memnunluk göster mektir. Nimeti verene itaat etmekte şükürdendir. Sofilerde devamlı şükür ve hamd da bulunurlar.

Tefekkür : Kuran da yüce yaratıcı insanlara vermiş olduğu akıl nimeti ile göklerin ve yerin yaradılışına tefekkür edenlerin Hakkı bulunduklarına, bulacaklarına işaret eder. Rabbimiz bir çok ayeti kerimede insanların düşünmesini ve ibret almasını emretmektedir. Sofi her şeye ibretle bakmalı sukutu tefekkür,konuşması zikir olmalıdır. Tefekkür zikretmek, düşünmek, fikri harekete ge çirmektir. İbretle sonuçlanmayan tefekkür vesvese, hayal kabul edilmektedir. Tefekkürden sonra ameller iman üzerine sağlamlaş tırılmalıdır, amellerden sonra da illa ki ahlak güzelleştiril meli ve hepsi bir niyetle süslenmelidir.

Tasavvuf ehlinin ahlakını kısaca belirttikten sonra, sofilerin özelliklerini birer cümle ile şöyle sıralayabiliriz: -Haram ve şüpheli şeylerden kaçınmalı -Şehveti terk etmeli,heva ve hevesi kırmalıdır -Devamlı zikir ve istiğfarda bulunmalıdır -Geceleri ihya etmelidir -Allah yolunda varlıkta da , darlıkta da in fak etmelidir. -Öfkesini yenmeli ve insanları affetmelidir -Allah’tan başkasını kalbine bırakmamalı -Hayalı ve edepli olmalı -Kanaatkar olmalı -Helal yemeli ve iffetli olmalı Tasavvufta riayet edilmesi lüzumlu olarak bildirilen “On prensip” şeriat hükümlerinin dışında olan şeyler değildirler. Ashab-ı Kiram ve Selefi Salih ‘in hayatlarını incelediğimizde onların yaşamlarında önemle üzerinde durdukları hususların tasavvuftaki “on usul” olduğunu görürüz.

Tarikatte dikkat edilecek bu hususları. Necmüddin Kubra (ks) şöyle sıralamıştır: “Tövbe, Züht, tevekkül, kanaat, uzlet, zikre devamlılık tamamıyla hakka dönmek ,sabır,murakabe ve rıza” dir. İşte sufiyi kemal derecesine ulaştıracak en sağlam yol tasavvufun bu on esasıdır.

 
  Bugün 4 ziyaretçi burdaydı!

  

 

 
 
SİTEMİZİ GEZDİNİZ DAĞARCIĞINIZDA BİR ŞEYLER KALDIYSA NE MUTLU BİZE TEŞEKKÜRLER. İLETİŞİM İÇİN tasavvufi@hotmail.com tasavvufi@hotmail.com .... .....
 
 

   
 
 
.....
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol