RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH'IN ADIYLA BAŞLARIM


   
  TASAVVUF Sitesi:..Ey iman edenler Allah'tan korkun ve sadıklarla beraber olun(Tövbe suresi 119.ayet)
  ADAP EDEP-2
 

 

MÜRŞİDİ KAMİLE KARŞI OLAN EDEP
 
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
KURAN 5:56 - MAİDE SURESİ 56. AYET
Kim Allah’ı, Resûlünü ve iman edenleri dost edinirse (bilsin ki) üstün gelecek olanlar şüphesiz Allah’ın tarafını tutanlardır.(MEAL DİYANET VAKFI) 
 
 
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
 KURAN 4:69 - NİSA SURESİ 69. AYET
Kim Allah’a ve Resûl’e itaat ederse işte onlar, Allah’ın kendilerine lütuflarda bulunduğu peygamberler, sıddîkler, şehidler ve salih kişilerle beraberdir. Bunlar ne güzel arkadaştır! (MEAL DİYANET VAKFI) 
 
 
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
KURAN 9:119 - TEVBE SURESİ 119. AYET
Ey iman edenler! Allah’tan korkun ve doğrularla beraber olun.
(MEAL DİYANET VAKFI) 
 
 
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
KURAN 10:62 - YUNUS SURESİ 62. AYET
Bilesiniz ki, Allah’ın dostlarına korku yoktur; onlar üzülmeyecekler de.
(MEAL DİYANET VAKFI) 
 
Allah (cc) taala, kuluna cüzi irade yaratıp vermiştir. Bir işi yapmakta ve yapmamakta tercih kula bırakılmıştır. Sâdâtı kiram ve evliyalarla, velilerle oturup ve onlarla birlikte olmanın adaplarını ve edeplerini bilmemizin gerekliliğini ise, sadatlar eserlerinde şöyle sıralamışlardır.
1. Mürid, evliyalarla zıtlaşmaktan kendini muhafaza etmeli ve onlara muhabbet besleyip daima onları tasdik etmeli. 
2. Mürid, her hangi bir konuda şeyhini aldatmamalıdır. Ona son derece saygı göstermelidir. 
3. Onun öğrettiği zikir ile kalbini düzeltmeye çalışarak gafletten kurtulmaya çaba sarf etmelidir. 
4. Şeyhi kendisine bir şey sormadan söz söylememe lidir.
5. Mürid, Allah (cc) dostlarına, evliyalara ve mürşidine teslim olmalı ve bu teslimiyetini onların önüne koymalı. Kendi nefsinde meydana gelen hevaları terk ederek mürşidinin tercihlerine uymalı.
6. Mürid, mürşidinin ahvallerini ve konuşmalarını, sohbetlerini, kendininkilerden üstün tutmalı. Mürşidini, teftiş, imtihan, kontrol maksadıyla ve niyetiyle izlemekten sakınmalı.
7. Mürşidin huzuruna aptesli bulunmak, imkan el veriyor ise gusül aptesli olmak, temiz elbise ile huzuruna varmalı ve hafif koku sürünmek, temiz, saf bir kalple yanına çıkmalı. Allah (cc) temizdir temiz olanları sever. Mürid, bunu hiç unutmadan temizliğe devamlı özen ve itina göstermeli.
8. Mürid, kendi hal, ahval, tavır ve hatıralarını, nasılsa mürşidim biliyor diyerek gizlememeli ve illaki zahiren mürşidine bildirmelidir ki, mürşidi, bir doktor misali ona ne yapması gerekliliğinin ve çarelerini söyleyebilsin. Mürşidin keşfindeki yanılma, müçtehidin yanılması gibidir. Zahiren duruma karşılık alınan cevabın, çareleri de şeriat çerçevesinde uygulanıp amel edilmeli.
9. Mürid, mürşidinin adet haline getirdiği zatına has, hal ve hareketlerini, mürşidinden bir emir almadığı sürece yapamaz. Onu taklit kulluk görevlerine sadakatte, sünnete iptidada, emir ve yasaklara uymasında olur. Diğerlerine uyum caiz ve uygun olmadığı gibi uygulayamaz.
          Mürşit makamının durum ve gerekliliğine göre davrandığından, mürid, emirsiz, izinsiz mürşidin zatına has tavırları uygularsa zarar görür.
10. Mürid, mürşidinden bir emir aldığında, bu emri yargılamadan, tevil etmeden, ertelemeden acilen yerine getirmelidir. Böyle yapan mürid menfaat ve fayda görür.
11. Mürid, mürşidinin sözlerine itibar etmeli ve bu sözler dışında hareket etmemeli. Mürşidin sözlerine itiraz etmeden rıza göstermelidir.
12.İhtiyaçlarını mürşidi tarafından karşılayan mürid, ihtiyaçlarını başkasından talep etmemelidir. Müride şayet zaruri bir ihtiyaç zuhur eder ise, o an içinde mürşidi hacetine cevap vermez ise, çok sadık bir dostuna bunu ileterek hacetini gidermeli.
13. Mürid, karanlık gibi zorunlu haller olmadıkça mürşidinin önünde yürümemelidir.
14. Mürid, mürşidinden uzakta iken, ilgiyi kesmemek için mektuplaşmalı, bu mektupları korumaya özen göstermeli.
15. Mürid, ancak mürşidinin nazarı altına ve iltifatına mahzar olursa sevilen yani (mahbub) olur. Mürşidin füyuzatından istifade edebilmesi için bir mürid, mürşidin çizdiği çizgiden ayrılmaması, emir ve yasaklarını yerine getirmesi lazımdır. (mahbub muhabbet edilen sevilen)
16. Mürid için en önemli gayelerden biride, kendi maksudunu yani amacını, yolun en başından itibaren, selim, doğru ve halis olarak tutmalıdır ki, sağlam temellere dayanmayan binaların ayakta duramaması ve çökmesi gibi, mürid de maksudu üzerinde sağlam olmaz ise zikrinde, rabıtasında, amelinde, işinde menfaat elde edemez. Allah’a yakınlaşmak isteyen mürid, mürşidine karşı ihlaslı ve niyeti halisane olmalıdır.
17. Mürid, huzurda olsun veya olmasın, insanlarla münazara, tartışma yapmamalı ve bundan kaçınmalıdır. Çünkü bu hal kalbe kin, nefret duygularını eker ve zikirden gelen faydalara, mürşit den gelen feyize zarar verir.
18. Müride mürşidi bir şey sormadıkça, mürid konuşmamalı, konuşacağı zaman ise, yalansız, abartısız, net ve öz konuşmalı, konuşması, sert olmadan, yumuşak ve hafifçe mürşidin duyacağı bir sesle konuşmak. Mürşidin meclisinde yüksek sesle konuşmak terki edebdir.
19. Mürid de mürşidine bir şey sorduğunda, cevabını beklemeli, mürşidin vereceği cevabı anlamaya çalışmalı, müride menkıbe gibi bir şey anlatır ise, verilen anlayış ve kavrayış kadar, o cevaplardan, sözlerden, bir şeyler anlamalı. Mürid, bilmediklerini bilenlerden sorar. Ama gerçek soru sorulacak istişare mercilerini yüce Allah (cc)
NAHL SURESİ 43. AYETİNDE: Eğer siz bilmiyorsanız, zikir ehlinden sorun.
Diye bildirmektedir. Gereksiz sorularla da mürşit rahatsız edilmemelidir.
20. Mürid, mürşidinin görebileceği yerde apdest almamalı ve mürşidinin huzurundayken, tükürme, sümkürme, balgam çıkarma, burnunu silme yapmamalı, böyle durum zuhur ettiğinde, kalben izin isteyip dışarıya çıkmalı ve o işlerini orada halletmelidir.
21. Mürid, mürşidinin yanında aptessiz oturmamalı.
22. Mürit, nehir, ırmak, dere gibi akarsu kıyısında apdest alırken, mürşidinin üst tarafında bulunmamalıdır.
23. Mürşidi uzakta dahi olsa mürid, şeyhinin bulunduğu yöne ayağını uzatmamalıdır.
24. Mürşidinin izni olmadan, günlük tutma, adres yazma gibi herhangi bir yazı mürşidin huzurunda yazma malıdır.
25. Mürşidin huzurda iken, hizmet haricinde, verilen emir gereği yapılan işler hariç, başka bir şeyle, bir işle iştigal doğru değildir. Mürşidin huzurunda otururken, insanlar namazdayken, mürşit ve müritler rabıtadayken, mürşit sohbet ederken, cep telefonu gibi aletlerle elektronik aletlerle oynamayı bırakıp, telefonla konuşma yapmamalı, cep telefonları kapalı tutmalı. Böyle işlerle iştigal etmek camii ve mescitlerin adabına da uymadığı gibi insanların ihlaslarıyla da oynamak caiz değildir. Bunların terside terki edebdir.
26. Mürşidin huzurunda bir mürid, sünnet ve nafile ibadetlerini yapmamalı, tespih çekmemeli, gerektiğinde, mürşidiyle veya mürşidin emriyle yapmalı.
27. Mürşidin huzuruna vardığında, ayakta teveccüh halinde beklemeli, otur işareti geldiğinde oturmalı, eyer vakit ve ortam müsait ise, yavaşça nazik bir hareketle elini çekiştirmeden nazikçe öpmeli.
28.Mürşidin elini öpmeye ve derdini söylemeye, istişareye giden bir mürid, yerlerde diz üstü sürünerek şeriatsızlık yapmadan yanına sessizce bağırıp çağırma dan, edebinin gerekliliği ile gitmeli. Ziyaretini bitiren, sırtını mürşide dönmeden geri, geri yerine gitmeli, otur emriyle adaplıca oturmalı.
29. Mürid, kendi niyet ve kastını, mürşidinin niyet ve kastına tabi etmelidir. Böyle olmadığı taktirde mürşitle beraber olmak müride zarar verir.
30. Mürid, mürşidin huzurunda, sessiz ve sakin olarak oturmalı, etraf ile ilişkisini kesip, etrafta olan ve bitenlere gönlünü kapatıp, bütün gönlüyle mürşide teveccühen yönelmeli, teverrük oturuşunda, gözleri kapalı, boynu bükük, olarak oturan sofiyi gören, başında bir kuş var veya ruhunu vermiş zannına kapılmalılardır.
Mürşidin huzurunda müritler öyle oturmalı ki dışarıdan gelenler içeride kimse yok zannına kapılmalı.
31. Mürşidin dergahında, huzurunda, gıyabında olan edepsizlikleri, adapsızlıkları ancak edepten, adaptan haberi olmayanlar kabullenir. Çünkü dinin tamamı edeptir. Mürşidi kamilin huzurunda mürit kardeşleriyle konuşmak, şakalaşmak, bir şeyler anlatmak, saati sormak gibi sohbet hal ve tavırlara girmemeli. Ancak mürşidinin verdiği özel bir emir varsa, adap ve talimat anlatmak gibi kural ve kaideleri usulünce edeplice anlatmalı.
32. Mürid daima huzurda olduğunu unutmamalı. Mürşidinin huzurunda iken mürit, mürşidine gözünü dikip bakmamalı. Mürşidin bir başka tarafa baktığında mürit, gözünü dikmeden, rabıtaya sebep olacak şekilde kaçamaklarla cemaline bakmalı.
33. Mürid, mürşidinin nefretine maruz kalmaktan itina ederek kaçınmalı. Mürşidin gözünden düşmek, gökten yere düşmekten daha zararlı olduğunu idrak ederek, mürşidine herhangi biriymiş gibi davranmamalı.
34. Mürid, mürşidiyle beraber yemek yememeli, elbiselerini giymemelidir. Muhabbet olur diyerek ona ait eşyaları şahsı için kullanmadığı gibi başkalarına da kullandırmamalıdır.
Ona ait bardaktan su içmemeli, ona ait tabaktan yemek yememelidir. Ona ait yerlere otur mamalıdır. Bu hususlarda mürşidin bir emri ve izni varsa buna göre hareket etmelidir. 
35. Mürşit, müridi yemeğe çağırdığında, olanlarla, hazırlananlarla yetinmeli, daha güzel ve daha leziz yemek ve daha rahat yataklar istememeli. Bulunduğu yerde yatmalı. Bu durumu nisbet alması için, bir nimet, büyük bir devlet saymalı. Bir kusur işlerse cenabı haktan (cc) affını dilemelir.
36. Bir mürid, sabah namazından güneş doğuncaya kadar ve akşam namazı ile yatsı namazı arasında özel görevleri olduğundan, mürşidiyle konuşmamalıdır. 
37. Adabı ve edebiyle mürşidinin ziyaretini yapan mürid, memleketine ondan izin almadan, hayır duasını almadan, ziyaretini yapmadan dönmemelidir. Mürşide gelmek iradeyi cüziye iledir fakat gitmek müsaade iledir, bunu böyle bilmelidir.
38. Mürşidi kamilin huzurunda bulunan bir mürit, kendisine gelen cezbe gibi halleri elden geldiğince muhafaza etmeye çalışmalı.
39. Mürşidinin selamını duyan bir mürit, mürşidin huzurunda bu selamı normal ses tonunda sesli olarak almalı, selamı alırken de hal ve hareketlerinde, terki edeb ve terki adab yapmamalı. Adabı fethullah kitabında der’ki mürit mürşide selam vermez.
 
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
NİSA SURESİ 86. AYET:
bir selam ile selamlandığınız zaman siz de ondan daha güzeli ile selamlayın; yahut aynı ile karşılık verin. şüphesiz allah, her şeyin hesabını arayandır. (MEAL DİYANET VAKFI)
 
Bu güzel edeplere ve adaplara sarılan bir mürid, mürşidinin hukukunu yerine getirerek onlara hakkını vermelidir. Mürşidi kamillerin, manevi babalık nispeti zahiri babalıktan daha şereflidir mürit, bunu iyi bilmelidir. Sevgili kardeşim burada yazılı edepleri okuyup onlara uymak ve tatbik etmek hem senin vazifen olmalı hem menfaatinin gereği olmalıdır.
 
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
KURAN 9:119 - TEVBE SURESİ 119. AYET
Ey iman edenler! Allah’tan korkun ve doğrularla beraber olun.
(MEAL DİYANET VAKFI)
 
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
KURAN 17:84 - İSRA SURESİ 84. AYET
De ki: Herkes, kendi mizaç ve meşrebine göre iş yapar. Bu durumda kimin doğru bir yol tuttuğunu Rabbiniz en iyi bilendir. (MEAL DİYANET VAKFI)
 
 MÜRİDİN SOFİNİN EDEBİ
1. Bir derviş, bir mürit, bir müptedi salik> (yeni başlayan yolcu, tarikata giren yeni derviş, Allah’ı cc araymaya koyulan sofi.) kamil ve mükemmil bir mürşide bağlandığında, ondan menfaat elde edebilmesi için, kalbini temizlemesi gerekli adap ve edepleri öğrenip, uygulamak için gayret sarfetmesi çok önemlidir.
2. Bilindiği gibi, Allah cc ibadet edecek kadar bilgiye haiz olmak her müslümana farzdır. Bugün mevcut ilmihallerde belli başlı şu konulara ağırlık verilir: İmanın ve İslâmın şartları, ibadetler, helâl ve haram olan şeyler.
“Helâl ve haramla, İslâmın şartları ve itikatla alakalı bilgileri öğrenmek farzdır. Zaten “ilmihal”, hal ilmi, hayat ilmi, İslâmı yaşama ilmi demektir. İslâmiyet de ancak bilerek, öğrenerek yaşanır. Öğrenmek için de dinî bilgilerin toplu halde bulunduğu bir kitabı okumak gerekecektir ki, bu ihtiyacı büyük ölçüde ilmihal karşılar.
     İlmihal bilgisinin temelini Peygamber Efendimizin (a.s.m.) şu hadis-i şerifi teşkil eder:
 “İlim tahsil etmek her Müslümanın üzerine farzdır." (İbn-i Mace, Mukaddime:17 )
3. Mürid için mürşidine karşı itiraz, çok tehlikeli bir davranıştır. Mürid, dil veya kalp ile mürşidinin hareketlerine itiraz etmemelidir. Eyer ilim sahibi ise tevil etmeye gayret göstermeli, yok eyer tevil yapamıyorsa, bilene sormalı.
4. Mürid, uygunsuz yer, zaman ve kişilerin yanında mürşidinden bahsetmemelidir. Onun sohbetlerini aktarma malıdır.
5. Mürid, yaptığı amellerle övünmemeli, bunları görmemeli ve kulluğun emirleridir diyerek daha çok amel işlemeli.
6. Mürid, talep etmiş olduğu Allah’ın (cc) rızasına başına gelen musibetlere, belalara ve her ne gelirse gelsin, sabretmeli ve bu sabrında sadık ve ısrarlı olmalı. Mürşidini malından, canından, anne ve babasından çok sevmeli, başına ne geldiyse Allah’ın izniyle mürşidinden geldiğini bilmeli.
7. Mürşidin, müride tahsis ettiği, verdiği zikir, murakabe ve hizmet için mürid asla ihanet etmeden verilen emri yerine getirmeli, mürşidine karşı son derece saygılı, hürmetkar ve nazik olmalıdır. Mürşidinin verdiği zikirle, kalbini temizlemeye, tamir etmeye gayret, azim göstermelidir. Muradı ise sadece Allah’ın (cc) rızası olmalı.
8.mürşidinin kendisine verdiği her hangi bir hediyeyi, özenle ömür boyu saklayarak kimseye vermemeli ve satmamalıdır.
9.Mürid, mürşidinin akrabalarına ve evlatlarına, komşularına, arkadaşlarına misafirlerine de edepli, saygılı ve vefalı olmalı. Her türlü pislik ve fuhşiyatdan uzak olmalı. Yardıma muhtaç ve yardım gerekli eş dost dan kaçmamalı.
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
KURAN 16:90 - NAHL SURESİ 90. AYET
Muhakkak ki Allah, adaleti, iyiliği, akrabaya yardım etmeyi emreder, çirkin işleri, fenalık ve azgınlığı da yasaklar. O, düşünüp tutasınız diye size öğüt veriyor. (MEAL DİYANET VAKFI) 
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
KURAN 54:22 - KAMER SURESİ 22. AYET
Andolsun biz Kur’an’ı düşünüp öğüt alınsın diye kolaylaştırdık. Öğüt alan yok mu? (MEAL DİYANET VAKFI) 
10.Mürşidinin herhangi bir konuda getirdiği yasağa riayet ederken bu benim yararımadır demeli.
11.Mürşidini kabul etmeyen kişilerle bir arada bulunmamalıdır. Mürşidine tam teslimiyeti olanın feyiz ve nispeti üst derecede olur ve menfatlanır. İtiraz eden müridin ise feyiz ve nisbet kapısının önünü kendisi keser.
12. Mürid olmayı isteyen, müritliğe ve kulluk müesse sesine baş koyan insanlarda bulunmaması gereken pek çok manevi hastalıklar vardır ve çoğu insanlar, bu hastalıkların kendilerinde olmadıklarını öne sürerler. İnsanlar hasta kalplerindeki maneviyatın kabullenmediği, bu hastalıklardan kurtulma çarelerini aramak ve bulduklarında da bu tedavi yollarını ve sebeplerini uygulamak ise insana gereklidir. İşte bu gibi hastalıklar hakiki bir mürid de, bir kulda olmamalıdır. Bazı hastalıklar.
*. Ucup .(kendini beğenmek),
*. Riya (gösteriş yapmak),
*. Kibir (büyüklenmek),
*. Haset (çekememezlik),
*. Cimrilik, *. Kinleşmek,
*. Küfürlü konuşma,
*. Ağır el kol hareketleriyle şakalaşmak,
*. Buğuz etmek,
*. Zalim olmak,
*. Verdiği sözde durmamak,
*. Su-i zan etmek,
*. Dünya ve maddiyat düşkünü olmak,
*. Hayasızlık yapmak,
*. Fitneci olmak,
*. Emin güvenilir olmamak,
*. İnatçılık yapmak,
*. Münafıklık da bulunmak,
*. Şehvet düşkünü olmak,
*. İnsanları horlamak,
*. Geçmişi ile devamlı övünmek,
*. Yaptığı hataların üzüntüsünü çekmemek.
*. Gıybet ve dedi kodu yapmak.
*. Tövbeye gelmemek.
*. Devamlı yaradılış gayesinden habersiz gafil gezmek. Gibi manevi hastalıklardan mürid kendini korumayı öğrenecek ve bunlardan kurtulmaya çalışacaktır.
 
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
KURAN 2:177 - BAKARA SURESİ 177. AYET
İyilik, yüzlerinizi doğu ve batı tarafına çevirmeniz değildir. Asıl iyilik, o kimsenin yaptığıdır ki, Allah’a, ahiret gününe, meleklere, kitaplara, peygamberlere inanır. (Allah’ın rızasını gözeterek) yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışlara, dilenenlere ve kölelere sevdiği maldan harcar, namaz kılar, zekât verir. Antlaşma yaptığı zaman sözlerini yerine getirir. Sıkıntı, hastalık ve savaş zamanlarında sabreder. İşte doğru olanlar, bu vasıfları taşıyanlardır. Müttakîler ancak onlardır
 (MEAL DİYANET VAKFI) 
13. Mürid şunu kesinlikle bilmelidir ki, Allah (cc) kendisini devamlı gözetiyor buna böyle inanmalı ve bilmelidir. Böyle inanıp, böyle bildikçe devamlı her nerede olursa olsun zikir ile meşgul olmalı ve halini muhafaza etmeli.
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
KURAN 43:36 - ZUHRUF SURESİ 36. AYET
Kim Rahmân’ı zikretmekten gafil olursa, yanından ayrılmayan bir şeytanı ona musallat ederiz. (MEAL DİYANET VAKFI) 
 
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
KURAN 13:28 - RAD SURESİ 28. AYET
Bunlar, iman edenler ve gönülleri Allah’ın zikriyle sükûnete erenlerdir. Bilesiniz ki, kalpler ancak Allah’ı anmakla huzur bulur. (MEAL DİYANET VAKFI) 
 
14. Kötü sayılan yerlere gitmeyi, kötü dostlukları, kötü alışkanlıkları, kötü huylarını terk edip, Allah’ı (cc) hatırlatan ve insana Allah cc ve peygamber yolunu teşfik eden kişiler ve bu yola istikamet veren yerlerde olmaya özen göstererek, iyi insanlar ve iyi dostlarla oturup kalkmalı.
 
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
KURAN 7:30 - ARAF SURESİ 30. AYET
O, bir gurubu doğru yola iletti, bir guruba da sapıklık müstehak oldu. Çünkü onlar Allah’ı bırakıp şeytanları kendilerine dost edindiler. Böyle iken kendilerinin doğru yolda olduklarını sanıyorlar. (MEAL DİYANET VAKFI) 
15. Müridin gözü başkalarının elinde olmamalı. Başkasının malı ve mülkünden sana fayda yoktur ve senin meşguliyetin Allah (cc) olmalı. insanların elindekilerden ve cebindekilerden gözünü çek ki insanlar seni sevsin, dünyadan elini ve eteğini çek ki Allah (cc) seni sevsin.
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
KURAN 4:134 - NİSA SURESİ 134. AYET
Kim dünya mükâfatını isterse (bilsin ki) dünyanın da ahiretin de mükâfatı Allah katındadır. Allah her şeyi işiten ve her şeyi görendir.
(MEAL DİYANET VAKFI) 
16. Mürid, rızkın da bir daralma, başında bir veya birkaç musibet ve bela geldiğinde sabır ederek imtihanımdır demeli, gevşekliğe düşmemeli.
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
KURAN 39:52 - ZÜMER SURESİ 52. AYET
Bilmiyorlar mı ki Allah, rızkı dilediğine bol bol verir, dilediğinden de kısar. Şüphesiz bunda inanan bir kavim için ibretler vardır. (MEAL DİYANET VAKFI) 
17. Müridin şayet zikir gibi görevleri bulunursa bu görevlerini yaparken zaruriyetler hariç yalnız olmaya, insanların alay edebileceklerini hissettiğinde ise, kapalı bir odada vazifesini ifa etmelidir. Çünkü zikirle alay edenler zarar görebilirler
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
KURAN 104:1 - HÜMEZE SURESİ 1. AYET
Arkadan çekiştirmeyi, yüze karşı eğlenmeyi âdet edinen herkesin vay haline! (MEAL DİYANET VAKFI) 
18. Mürid tüm ihtiyaçlarında aşırıya gitmeden, fuzulî hallerden kaçınıp, ihtiyaçlarıyla yetinmeyi bilmeli. İsraflardan şiddetle kaçınmalı, orta halin değerini bilmeli. Devamlı şükrü daim olmalı.
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
KURAN 25:67 - FURKAN SURESİ 67. AYET
(O kullar), harcadıklarında ne israf ne de cimrilik ederler; ikisi arasında orta bir yol tutarlar. (MEAL DİYANET VAKFI) 
19. Mürid devamlı kendini hesaba çekmeli, nefsinin ayıplarını görerek, nefsini Allah’ın (cc) rızasına yöneltmeli. Nefsi taat ve ibadetten çekilmeye, bıkkınlık, usanç getirdiğinde ise; ey nefsim seni ahiret için rahatsız ediyorum diyerek kendine telkinde bulunmalı. Allah’ın verdiği nimetlere karşılık şükür ehli olmalı.
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
KURAN 14:34 - İBRAHİM SURESİ 34. AYET
O size istediğiniz her şeyden verdi. Allah’ın nimetini sayacak olsanız sayamazsınız. Doğrusu insan çok zalim, çok nankördür! (MEAL DİYANET VAKFI) 
20. Mürid, seher vakitlerini ihya etmeli, seher vakti müride uyumak yakışmaz. O vakti lâyıkıyla ihya etmeli. Bu vakit çok makbul bir vakittir, Allah’ın (cc) yanında değeri ve önemi vardır bilmeli.
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
KURAN 51:18 - ZARİYAT SURESİ 18. AYET
Seher vakitlerinde de istiğfar ederlerdi. (MEAL DİYANET VAKFI) 
21. Mürid olan, aldığı nefese, evine getirdiğine, yediğine ve içtiğine ve giydiklerine her şeyine dikkat etmelidir. Müridin helalından olanlarla iştigal etmesi, dinin emirlerindendir. Bu halle bu emirlerle yaşarken helalından yiyen, helalından giyen ve sofrasından tam doymadan kalkan ibadetlerin de olan tembelliği kaldırır ve dini işlerini kolaylaştırır dikkat etmeli.
 
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
KURAN 5:88 - MAİDE SURESİ 88. AYET
Allah’ın size helâl ve temiz olarak verdiği rızıklardan yeyin ve kendisine iman etmiş olduğunuz Allah’tan korkun. (MEAL DİYANET VAKFI)
 22.Mürid haramlara dikkat ederek, gözünü yabancı kadınlara bakmaktan şiddetle sakındırmalı. Bu bakış feyiz almasına engeldir ve helakına sebep olmayı teşkil eder. Dilini de fuhşiyatdan, küfürden, muhafaza ederek kalbini de havlatırlardan sakındırarak, kalbine sır sahibi olmayı hedeflemelidir.
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
KURAN 24:30 - NUR SURESİ 30. AYET
(Resûlüm!) Mümin erkeklere, gözlerini (harama) dikmemelerini, ırzlarını da korumalarını söyle. Çünkü bu, kendileri için daha temiz bir davranıştır. Şüphesiz Allah, onların yapmakta olduklarından haberdardır.
(MEAL DİYANET VAKFI)
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
KURAN 5:99 - MAİDE SURESİ 99. AYET
Resûle düşen (vazife), ancak duyurmadır. Allah açıkladığınızı da gizlediğinizi de bilir. (MEAL DİYANET VAKFI)
23. Mürid de aşırı ve fazla şaka, oyun yakışmaz. Bunların fazlası kalbi öldürür. Kalbe zulmet getirir. Bunların zararlarını bilen bunları terk eder. Mürit boş ve yararsız işlerden yüz çevirir.
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
KURAN 23:3 - MÜMİNUN SURESİ 3. AYET
Onlar ki, boş ve yararsız şeylerden yüz çevirirler; (MEAL DİYANET VAKFI)
 
DİKKAT.!!!
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
NUR SURESİ30. (Resûlüm!) Mümin erkeklere, gözlerini (harama) dikmemelerini, ırzlarını da korumalarını söyle. Çünkü bu, kendileri için daha temiz bir davranıştır. Şüphesiz Allah, onların yapmakta olduklarından haberdardır.
NUR SURESİ 31. AYET Mümin kadınlara da söyle: Gözlerini (harama bakmaktan) korusunlar; namus ve iffetlerini esirgesinler. Görünen kısımları müstesna olmak üzere, zinetlerini teşhir etmesinler. Baş örtülerini, yakalarının üzerine (kadar) örtsünler. Kocaları, babaları, kocalarının babaları, kendi oğulları, kocalarının oğulları, erkek kardeşleri, erkek kardeşlerinin oğulları, kız kardeşlerinin oğulları, kendi kadınları (mümin kadınlar), ellerinin altında bulunanlar (köleleri), erkeklerden, ailenin kadınına şehvet duymayan hizmetçi vb. tâbi kimseler, yahut henüz kadınların gizli kadınlık hususiyetlerinin farkında olmayan çocuklardan başkasına zinetlerini göstermesinler. Gizlemekte oldukları zinetleri anlaşılsın diye ayaklarını yere vurmasınlar (Dikkatleri üzerine çekecek tarzda yürümesinler). Ey müminler! Hep birden Allah’a tevbe ediniz ki kurtuluşa eresiniz.
NUR 32. Aranızdaki bekârları, kölelerinizden ve cariyelerinizden elverişli olanları evlendirin. Eğer bunlar fakir iseler, Allah kendi lütfu ile onları zenginleştirir. Allah, (lütfu) geniş olan ve (her şeyi) bilendir.
NUR 34. Andolsun ki biz size (gerekeni) açık açık bildiren âyetler, sizden önce yaşayıp gitmiş olanlardan örnekler ve takvâya ulaşmış kimseler için öğütler indirdik. (MEAL DİYANET VAKFI)
 
24. Mürid kardeşleri ve başka kişilerle münazara ve münakaşa yapmaz. Bu unutkanlık sebebidir. Yapan helâllik almalı ve tövbe etmelidir.
25. Kalbi öldüren kahkahayla gülmektir. Mürid bunun için kahkahayla gülmeyip tebessüm etmelidir.
26. Mürid başkalarının hallerinden bahsetmemelidir. Sırlara sahip çıkmalıdır.
27. Mürid büyüklük şeref gibi muhabbetleri terk etmeli. Bunların muhabbeti Allah’ın (cc) muhabbetine engeldir.
28. Derecesini yükseltmek isteyen mürid, mütevazi olmalı. Devamlı Allah’dan (cc) korkmalı, devamlı affını talep etmeli. Yaptıklarına değer vermemeli. Takva eri olmaya özen göstermeli, sünnetlerden kopmamalı.
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
KURAN 7:201 - ARAF SURESİ 201. AYET
Takvâya erenler var ya, onlara şeytan tarafından bir vesvese dokunduğunda (Allah’ın emir ve yasaklarını) hatırlayıp hemen gerçeği görürler. (MEAL DİYANET VAKFI)
29. Mürid devamlı korku ve ümit arasında olmalı.
30. Mürid mürşidinin emirlerini yapabilmek için, kendine ait zaman ayırmalı.
31. Mürid kendi mürşidi dışındaki sadatları ziyaret ettiğinde, hayatta olsun veya olmasın rabıtalı, edepli ve adaplı olmalı ki, mürit o halde mürşidine laf getirmeye. Çünkü müridin hatası mürşide mal edilir anlamalı.
32. Mürid gittiği yolda nefis ve şeytanın düşmanlıklarını bilip, onların baş tehlike olduğunu unutmamalı. Bunlarla mücadelede azimli olup, bu azmini yılmadan yapmalı.
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
KURAN 43:62 - ZUHRUF SURESİ 62. AYET
Sakın şeytan sizi yoldan çevirmesin. Çünkü o, sizin için apaçık bir düşmandır. (MEAL DİYANET VAKFI)
33. Mürid, ben müridim deyip de, ibadet, taatı ve ameli terk eden değil, mürid müritliğini bahsettiği gibi yaşayan dır.
34. Mürid sohbetlerinde evliyalardan, sadatlardan insanlara bahsettiğinde muhabbetinin artıp kuvvetlenme sine sebep olur. Ashab-ı kiramdan bahsettiğinde ise imanın kuvvetlenmesine, günahların af olmasına sebep olduğunu unutmamalı.
35. Mürid bilir ki tarikatı Aliye’nin ameli, şeriatın ahkamlarını yerine getirmek ve nefsiyle mücadele etmektir. Mürit şeriata ne kadar önem verirse, Allah’ın (cc) emir ve yasaklarına ne derece uyarsa, hava-i nefisten nefsin arzu ve isteklerinden o nispette uzak olduğunu bildiğinden, şeriata çokça sarılmalı.
36. Mürid yalan, gıybet, koğuculuk, iftira, malayani, kibir, gurur, inat, huysuzluk yeminli ve küfürlü konuşmak, Müslümanlarla küs durmak gibi adetlere sahip olmamalı.
37. Mürid devamlı aptesli bulunmalı, ibadetlerin başı temiz olmaktan geçtiğinden, mürid ibadetlerinden önce tuvalet adabına uyarak, özenle temizliğine dikkat etmeli. Necaset sıçrantılarından sakınmalıdır.
 
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
KURAN 5:6 - MAİDE SURESİ 6. AYET
Ey iman edenler! Namaz kılmaya kalktığınız zaman yüzlerinizi, dirseklerinize kadar ellerinizi, başlarınızı meshedip, topuklara kadar ayaklarınızı yıkayın.
Eğer cünüp oldunuz ise, boy abdesti alın. Hasta, yahut yolculuk halinde bulunursanız, yahut biriniz tuvaletten gelirse, yahut da kadınlara dokunmuşsanız (cinsî birleşme yapmışsanız) ve bu hallerde su bulamamışsanız temiz toprakla teyemmüm edin de yüzünüzü ve (dirseklere kadar) ellerinizi onunla meshedin. Allah size herhangi bir güçlük çıkarmak istemez; fakat sizi tertemiz kılmak ve size (ihsan ettiği) nimetini tamamlamak ister; umulur ki şükredersiniz. (MEAL DİYANET VAKFI)
 
38. Mürid zamanını değerli bilip, zamanını ibadet, zikirle, tespihat ve duvayla geçirmeli. Hayatını sünnetlerle ve nafilelerle süslemeli.
39. Mürid, farz namazlarını cemaatla kılmaya gayret etmeli. Gönlü devamlı mescitlerden yana olmalı.
40. Mürid, varsa kazaya kalmış olan, namaz, oruç gibi farz ibadetlerini yerine getirip, borcu olan ibadetlerini biran evvel yapmalı.
41. Mürid, yalan, gıybet gibi mefhumlardan uzak, olup Laf getirip götürenlere dikkat edip,onlardan kaçmalı ve kesinlikle kendide yapmamalı.
42. Mürid, az yemeli, az uyumalı, az konuşmalı. Kul haklarına dikkat ederek, üzerinde varsa onları ödemeli.
43. Mürid, eyer varsa mürşidinin bir sırrına, vakıf, olmuşsa, duymuşsa, görmüşse bunu herkesten saklamalı.
44. Mürid, rüya, keşif, keramet gibi hallere itibar etmemelidir ve bunlarla da amel edilmez.
45. Mürid, Allah (cc) tarafından kendisine hibe olarak verilen, hal keşif, keramet gibi bir manevi durum yaşarsa, bunu asla mürşidinden gizlememeli ve hemen olan biten mürşide haberdar edilmeli.
46. Mürid, gördüğü rahmani rüyalarını, anlatmak gereği hissederse adaben evvela mürşidine, mürşidine gidecek zamanı ve vakti yoksa mürşidine iletmek üzere mürşidinin vekiline, sonra ehline, sonra meşrebi tutan sevdiği bir kardeşine anlatmalı.
47. Mürid, sâdât-ı kiramın, mürşidinin sohbetlerini başkalarına aktarırken, ne eksik, ne fazla, nede noksan olarak aktarmamalı. Sohbetleri aktarırken de, aynen sahabenin peygamberimizin hadislerini, kıssalarını, sohbetlerini aktarırken, takındıkları edebi kendine örnek almalı.
48. Mürid, başkalarından üzerine mürşide götürülmek üzere selam almamalı ve gelip mürşide bu selamı iletmemeli.
49. Mürid abesli yatmaya özen göstermeli ve sünnet üzere yatarken, mürşidin rabıtasını da eksik etmeden mürşidim yanımdadır diye rabıtalı yatmalı.
50. Mürit, kendini kefene sarılmış ve mezara konulmuş bir ölü gözüyle görüp, kendi haline devamlı hayıflanmalı.
 
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
KURAN 2:156 - BAKARA SURESİ 156. AYET
O sabredenler, kendilerine bir belâ geldiği zaman: Biz Allah’ın kullarıyız ve biz O’na döneceğiz, derler.(MEAL DİYANET VAKFI)
51. Mürid, şunu bilmelidir ki, terbiyesi kendi gayret ve azmine bağlıdır. Halin kitabı olmaz terbiyeler hallere göredir, aşırı olmak önde olmak arzusunu şöhret afettir kuralı dizginler unutmamak lazımdır. Mürid, önde olmamaya özenli olmalı her şeyde ileri çıkmamalı.
52. Mürid, içeride olduğu kadarda dışarıda yani cadde ve sokaklarda halini muhafaza etmeli, yürürken ayaklarının önüne nazar ederek, nazar berkademi işlemeli, gözünün etrafla olan ilişkisini kesmeli.
53. Mürid, tarikat da olan hatme, virt, rabıta, teveccüh gibi amellerinin de adap ve edeplerini bilip öğrenmeli, öğrendiği edebleri de uygulamalı.
54. Mürid, tarikatta ne kadar ilerlerse ilerlesin, nereye varırsa varsın, kendini daha yolun başında görüp kabullenmelidir.
55. Mürid, sadatın dergahına varınca, bütünüyle edebe sarılmalı ve işte bu dergahta kalanlar, seydamın görevlendirdiği kardeşlerim bizim için, yemek hazırlıyor, yatak hazırlıyor, bizim rahatımız için kendileri fedakarlık ederek uykusuz kalıyorlar, bizlere hizmet ediyorlar, oysa ben bunlara layık değilim. Layık olmak için Allah’a ibadetimi fazlalaştırmam, zikrimi hatme mi, rabıtamı yapmalıyım. Mürşidimden azami istifade için çalışmalıyım demeli ve haftada bir gün, ayda bir gün dergaha geliyorum bir günde uykusuz kalayım ne olur ki diyerek, uykusunu kısarak, dergahta elinden gelen bir işle uğraşmalı, tuvaletlerin temizliğine bakmalı veyahut uyuyan kardeşlerinin başında bekleyip, onların açılan üzerlerini örterek onlara, hizmet de bulunmalıdır.
56. Mürid, eyer dergah da görevlendirilmişse, dergaha gelenler Allah için sadatı ziyarete geliyorlar, diye düşünerek, misafire ikram vaciptir hadisi şerif gereği sofilere dergahta yardımcı olmalıdır.
57. Mürid, sadatın dergahında, teveccühte, hatmede, mescit de namaz saflarında, çorba içilirken, mürşidinden tövbe ve tarikat alırken izdiham olacağından, vaktinden fedakarlık ederek, aceleciliği bırakıp, kardeşlerine nefsini tercih ederek, sırasını onlara vermelidir. Çünkü böyle yapmak, cemaatin içinde farklı huy ve karakterler de insanlar olacağından, zıtlıklara, meydan verilmeyip, ilk defa gelen kardeşlerine de bir ikram yerine geçerek, onların memnuniyeti onların hoşnutluğu, onların kalpleri nin ısınmasına sebebiyetle de sofi ayrıca fayda görür.
58. Mürşidinin selamını duyan bir mürit, bu selamı sesli olarak almalı, selamı alırken de edebi ve adabından taviz vermeden normal ses tonunda almalı.
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
 
 
  Bugün 12 ziyaretçi burdaydı!

  

 

 
 
SİTEMİZİ GEZDİNİZ DAĞARCIĞINIZDA BİR ŞEYLER KALDIYSA NE MUTLU BİZE TEŞEKKÜRLER. İLETİŞİM İÇİN tasavvufi@hotmail.com tasavvufi@hotmail.com .... .....
 
 

   
 
 
.....
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol